Sevgili öğrenciler, çok kıymetli öğretmenlerimiz, değerli ve velilerimiz

19 Eylül 2016 tarihinde başlayan 2016 2017 eğitim öğretim yılının ilk 4 aylık bölümü tamamlandı. Şimdi kısa bir ara verme zamanı. Tamamladığımız bu 4 aylık süre içerisinde çocuklarımızın geleceği adına eğitim öğretime emek veren, desteklerini esirgemeyen herkese çok teşekkür ediyorum.

Bugün karne günü, karne heyecanını bir kez daha yaşadığımız bir gün. Ama bu heyecanı ilk defa yaşayan yavrularımız da var. Eminim ki en güzel karne, en güzel heyecan ilk defa karne alan öğrencilerimizdedir. Umarım hep güzel hatırlayacağınız karne heyecanları yaşarsınız.

Sevgili öğrenciler, bugün alacağınız karnelerin bir sonuç olmadığını bilerek alın karnelerinizi. Karneler sizlerin nasıl biri olduğunu göstermez. Sizlerin ne kadar değerli, ne kadar güzel ve ne kadar önemli olduğunuzu göstermez. Karneler yalnızca derslerinize ne kadar çok çalışmış olduğunuzu size açıklamak için verilir. Eğer birinci dönemde eksik kalan, daha fazla gayret göstermeniz gereken dersleriniz var ise o derslerde ikinci dönemde daha fazla çalışmanız gerektiğini size hatırlatmak için verilir. Karneleriniz nasıl olursa olsun siz sevgili öğrencilerimiz bizim en kıymetli hazinelerimizsiniz. Aileleriniz ve biz öğretmenler, siz sevgili öğrencilerimizin geleceği, mutluluğu ve neşesi için sizin gözlerinizin içine bakıyoruz. İkinci dönemde neler yapmanız gerektiğini zaten öğretmenleriniz sizlere anlatmış, karnelerinize yazmışlardır. Bu ara tatil de güzelce bir dinlenin, ailenizle sinemaya tiyatroya gidin, arkadaşlarınızla bir araya gelip oyunlar oynayın, ama lütfen kitap okuyun, kitap okumanın keyfini yaşamaya çalışın. Öğretmenleriniz ve aileleriniz olarak her şeyden önce sizlerin; doğruluktan ayrılmayan, ahlaklı, saygı ve sevgiyle donanmış, vatan sevdasıyla milletine sımsıkı bağlı bireyler olarak yetişmenizi umut ediyor bunun için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. İnanıyorum ki sizler de bu umutlarımızı boşa çıkarmayacaksınız. Yeter ki sizler, öğretmenlerinizin sizler için açtığı yollarda yürüyün ve bizlerin sizlere güvendiği gibi kendinize güvenin.

Değerli velilerimiz, bugün çocuklarımıza verilecek karnedeki değerlendirmelerin sizler ve bizlerin bir dönem ve hatta bugüne kadar çocuklarımıza verdiğimiz emeğin ve çalışmaların bir ürünü olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Karnenin esas sahipleri sizlersiniz, bizleriz. Dolayısıyla alınan karneler ile çocuklarımızı ölçmeyin, derecelendirmeyin veya onları başkalarıyla asla ve asla kıyaslamayın. Onları anlamaya çalışırken sizlerin o yaşlarda iken halinizi hatırlayarak hareket edin. “Anne baba olmak demek karşılıksız ve koşulsuz sevmek demektir.” Bu sevginizi onların iliklerine kadar hissetmelerini sağlayın, onlarla arkadaşça davranın ama ölçüyü aşmalarına da izin vermeyin. Onlar henüz çok çocuklar ölçüyü sizden öğreneceklerdir. Yeri geldiğinde onların yanında olduğunuzu, onları desteklediğinizi net bir şekilde göstererek özgüvenlerinin gelişmesini sağlayın. Hata yaptıklarında da onlara sınırlarını siz bildirin ki hayatta ölçülü davranmaları gerektiğini de sizden öğrensinler. Onları yetiştirirken kendi istek ve heveslerimiz doğrultusunda da değil, onların yetenek, beceri ve eğilimleri yönünde yetişmelerine yardımcı olalım. Yavrularımız bizlerin ideallerimizi gerçekleştirme aracı değildir. Onlarında da gerçek bir birey olduklarını, kendilerine ait bir kişilik geliştirmeleri gerektiğini asla unutmayın. Çocuklarımızın kişilik gelişim sürecinde onlara aile ve toplumsal kültürümüzü aktarmayı da unutmayalım. Çocuklarımıza ne kadar mesai harcar, onlarla ne kadar vakit geçirirsek o derece sağlıklı ve kültürel devamlılığımızı sağlayan nesiller yetiştirmiş oluruz. Arabanızla, işinizle, ticaretinizle uğraştığınızdan daha fazla çocuklarımızla ilgilenmemiz gerektiği gerçeğini asla göz ardı etmemeliyiz.

Başarıyla tamamladığımız birinci dönemde en fazla emeği veren, elde edilen başarıların mimarları olan öğretmenlerimize seslenmeden geçemeyeceğim. “Sizler dünyanın en kutsal işini yapıyorsunuz, emek sizde anlam buluyor, görevini sevda ile yapma en çok size yakışıyor. Bugün sizlerin büyütüp, yetiştirmeye çalıştığı evlatlarımız bu ülkenin yarınları, bizlerin geleceğini yönetecek bireylerdir. İstikbalimizin güneşi, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız sizin atölyenizde şekilleniyor; unutmayınız ki eğitim iyi yetişmiş eğitimcilerle yürür. Bu önemli göreviniz gereği bu dönemin değerlendirmesini ve gelecek döneme yönelik planlarınızı yapmalısınız. Elinizdeki cevheri gerektiği gibi işleyerek; bilginizi sevgi hamuruyla yoğurup adil bir biçimde çocuklarımızın beyinlerine nakış nakış işlediğinizden, bahçemizdeki gonca güllerimize gerektiği gibi baktığınızdan eminim. Verdiğiniz emeklerin asla boşa gitmeyeceğini düşününüz. Eğitimdeki yeni yaklaşımları ve eğitim programlarındaki değişiklikleri yakından takip etmeyi de ihmal etmeyelim. Geleceğimizin mutlu ve güçlü toplumu sizin eseriniz olacaktır. Bu uğurda bütün gücünüzle çalışacağınıza inancım tamdır.” Bu inançla bütün öğretmenlerimin önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum.

Son olarak; ülkemiz, zor zamanlardan geçerken bir kez daha şunu ifade etmek istiyorum; kurtuluş savaşımızdan başlayıp, 15 Temmuz süreci ve sonrasında gerçekleşen her hain girişimde namerde pabuç bırakmadık, bırakmayacağız.  Çocuklarımızı, geleceğimizi, gençliğimizi, vatanın selametini hainlerine değil; yüreği vatan millet aşkıyla dolu olan, fikri hür, vicdanı hür öğretmenlerimizle beraber aydınlık yarınlara taşıyacağız.

Ümitvar olunuz; eğitim ordusu olarak vatan hakkı için, millet hakkı için, bayrak hakkı için şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da vatan neferleri yetiştirmeye devam edeceğiz.

Tüm öğrencilerimize, öğretmenlerimize okul çalışanlarımıza, okul aile birliklerimize bir kez daha teşekkür ediyor, iyi tatiller diliyorum.