Öğretmenliğin anlam ve öneminin kavranmasına binaen, beşeriyete insan olma hasletlerini öğreten ilk öğretmen Hz. Adem’den, insanlığı şereflendiren Hz. Muhammed’e, Şeyh Edebali’den başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’e ve günümüze kadar eğitim ışığını ve öğretmenlik şuurunu yüreğinde taşıyan, gönlü insan ve vatan sevdasıyla dolu tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Başta, görevi başında iken şehit olmuş, vatana, millete ve demokrasiye gövdesini siper etmişken şehitlik şerbetini içmiş olan öğretmenlerimiz olmak üzere, yıllarca bu milletin çocuklarını yetiştirdikten sonra Hakk’a yürümüş tüm öğretmenlerimizi rahmetle ve minnetle yâd ediyorum. Ruhları şâd olsun.

Zannedilir ki öğretmenlik günde birkaç saat derse girilen, yaz kış bol bol tatil yapılan bir meslektir.

Hayır… Artık bu yanılgıyı daha yüksek perdeden sesle haykırmalıyız. Öğretmenlik bir meslek değildir öncelikle. Öğretmenlik bir yaşam şeklidir. Öğretmenin bir mesai mefhumu da yoktur zaten. Gündüzleri birçok kişinin bir iki tanesine dahi sabredemediği çocukların onlarcası ve hatta yüzlercesine sabırla ve şefkatle bir şeyler öğretmeye çalışırken de öğretmendir, akşamları evde herkes televizyon karşısında kanal turu yaparken, ertesi gün çocuklar için hazırlık yaparken de öğretmendir, günlük yaşantısını öğrencilerine örnek olacak şekilde yaşamaya çalışırken de öğretmendir.  Emekli olduktan sonra da öğrencilerinin başarısıyla gurur duyarken de öğretmendir.

Bir kez başlanıldı mı ömür vefa ettiğince devam eden bir yaşamın adıdır öğretmenlik. Gerçi üstat Cemil Meriç “Öğretmen” kelimesini gayet soğuk bularak öğretmenlerin sadece öğretici değil yetiştiren, aydınlatan olduğu vurgular.

Öğretmenlik, bir meslek olmaktan öte bir ideal, gaye ve adanmışlıktır. Toprak altına atılan bir tohumun, kendinden sonraki nesillerin gelebilmesi adına kendisini feda etmesi gibi, ömrünü gözlerindeki ışığı gördüğü evlatlarımızın geleceği uğruna adayandır öğretmen.

Öğretmenlik giydiği her libasın ruhuyla hemhal olmaktır. Bir libas ki yeri geldiğinde öğrencilerine anne, baba, arkadaş, sırdaş olabilme adına kendi yaşam rolünden vazgeçmektir.

Öğretmenlik bir meslek değildir nihayetinde. Öğretmenlik sadece bir şey de değildir. Öğretmenlik yarınlarımız adına umduğumuz, umut ettiğimiz her şeydir aslında. Memleketin geleceği adına, evlatlarımızın geleceği adına, insanlığın geleceği adına neyi umuyor veya umut ediyorsak öğretmenlerimizin tezgâhından geçtiğini asla unutmayalım, unutturmayalım.

Sözlerimi, tüm söylediklerimin ez cümlesi olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir ifadesi ile tamamlamak istiyorum. “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet henüz millet adını almak kabiliyetini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır.” 

Tüm öğretmenlerimizin bir sembol olarak kutlanan 24 Kasım Öğretmenler gününü bir kez daha kutluyor saygılar sunuyorum.